TÜSİAR 2013 yılında acentelerin şimdi çektiği sıkıntıları öngörmüş.

TÜSİAR Başkanı Binnur AKTAŞ 2013 yılında gerçekleştirilen 1

TÜSİAR 2013 yılında acentelerin şimdi çektiği sıkıntıları öngörmüş.
23 Temmuz 2015 - 10:27
TÜSİAR Başkanı Binnur AKTAŞ 2013 yılında gerçekleştirilen 1. Ulusal Sigorta ve Aktüerya Kongresi'nde yaptığı sunumda Sigorta acentelerinin 2015 yılını önceden öngörmüş , işte ilgili sunum;




 

SEKTÖR ARACILARI :  SORUNLAR , BEKLENTİLER

Binnur Aktaş

TÜSİAR

Tüm Sigortacılık Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Derneği

 

Ülkemizde Sigorta Poliçesi düzenleme yetkisi olan Sektör Aracıları dört ana başlık altında takip edilebilmektedir. Bunlar;
Acenteler,

Brokerler,

Bankalar ve

Sigorta şirketlerinin merkezleri tarafından yapılan satışlardır.

 

Uygulamada ise pazarda söz sahibi olmaya çalışan ve özel kanunla kurulmuş, kendilerine sigorta acenteliği yapma yetkisi verilen kurumlar artan oranda yer almaya başlamıştır. Sigorta aracıları arasında yaşanan rekabet ve bir takım ayrıcalıklar ise sigorta pazarında en önemli paya sahip olan sigorta acenteleri açısından ağır ve zorlayıcı koşulların oluşmasına yol açmıştır.

 

Sigorta Aracılığı yapabilmek belirli nitelikler ve şartlar gerekmektedir. 2007 yılında yürürlüğe giren 5684 sayılı yasa ile bir sigorta acentesinin uyması gereken zorunlu fiziki şartlar ve koşullar belirlenmiş bulunmaktadır. 5684 sayılı yasanın sonrasında geçen süreç de, sigorta acenteliği mesleğinin ivme ve saygınlık kazanacak bir yola girmesi ve nihai tüketicilere daha iyi hizmet verebilecek koşulların olu��turulması amaçlanmıştır.

 

Ancak bu amaç doğrultusunda hareket eden sigorta acenteleri, bankalar ve özel kanunla kurulmuş kurumlar ve kendisine sigorta acenteliği yapma yetkisi tanınan kurumlar ile karşı karşıya geldiğinde, aynı şartlara uymak zorunda olmayan bu kurumlar karşısında olumsuz bir süreç yaşanmaya başlamıştır.

 

Ülkemiz geneline yayılmış 16.654 sigorta acentesi, neredeyse her il ve ilçede hizmet vermekte iken, acentelik faaliyetini yapmak üzere başka kurum ve kuruluşlara neden ihtiyaç duyulduğu anlaşılamamaktadır.

5684 sayılı yasaya göre sigorta acenteliği bir meslek olarak tanımlanmıştır. Bu mesleği sigorta acenteleri hakkıyla yerine getirmekte iken, piyasaya girmeye çalışan diğer aracılar ise yasanın getirdiği şartları zorlayarak sisteme girmeye çalışmakta, sistemin içinde yer alan bazı aracılar ise hakim gücü kötüye kullanarak pazarda yer almaya çalışmaktadır.

 

 

Sigorta acentelerinin yaşanan rekabet karşısında korunması ve aracıların haksız rekabetine yol açabilecek uygulamalardan ve eylemlerden kaçınılması ve bu konuda ikincil düzenlemelerin acil olarak oluşturulması gerekmektedir.

 

Sigortacılık kanunun 32.maddesinin (5) nolu fıkrası; (5684 sayılı sigortacılık Kanunu, Resmi Gazete, Tarih:14.06.2007, Sayı: 26552)

‘Kişilerin, sigorta şirketini seçme hakkı sınırlandırılamaz. Bir sözleşmenin unsurları içinde, taraflardan birinin bu sözleşmede yer alan herhangi bir hususta sigorta yapmaya zorunlu tutulduğu hallerde, söz konusu sigortanın belli bir şirkete yaptırılmasına ilişkin sözleşmeye konulmuş her türlü şart hükümsüzdür’

demekle birlikte gerçeklikte yaşananlar bu maddenin uygulanabilirliğini imkânsız hale getirmektedir.

1.1.Sektör Aracılarının Dağılımı ve Pazar payları

 

Bu oranlar maalesef sektörde hizmet vermekte olan kurumları tam olarak yansıtamamaktadır. Şirket merkezi kanalı, Acente kanalı, Bankasürans ve Brokerler kanalları olarak görülmekte olan dağılımda, diğer aracıların oranları net olarak bilinmekle beraber, Acente olarak görünmekte olan oranın iç dağılımı tam olarak bilinmemekte ve tespit edilememektedir. Sektörümüzde yaşanan karışıklıkların, sisteme zarar veren ve sigorta kavramının güven unsurunu zedeleyen sorunların en önemli kısımlarından biri bu sebeple yaşanmaktadır. Her şeyden önce Acente tanımını net olarak ortaya koyabilmek, acente kimdir?, kimler acentelik yapabilir?, acenteler ne şekilde çalışmalıdır? sorularını doğru şekilde anlayabilmek gerekmektedir

 

Resmi istatistiklerde verilen acente oranı sadece profesyonel acente gibi gözükmekle birlikte, aslında bu rakama ikincil iş olarak sigortacılık mesleğini yapmaya çalışan kurum ve kuruluşlarda dahil bulunmaktadır. Bu kuruluşlara örnek olarak;

a)            Oto satış servis ve Plazalarını,

b)           Birlik ve Kooperatifleri,

c)            Tüvtürk, Türk Telekom, PTT…v.b kurumları verebiliriz.

Bu kurumların, acente oranı içindeki payı bilinmemekle birlikte, sigorta satışı yapabilmekte ve ‘sigorta acentesi’ mesleğinin geleceği açısından ciddi bir tehlike oluşturmaktadırlar

 

1.2.Sektör Aracılarından Sigorta Acentelerinin mevcut durumu ;

Ülkemizde Sigorta Acentelerine ilişkin veri ve istatistikler, 2007 yılında yürürlüğe girmiş olan 5684 sayılı yasanın ardından belirlenebilmiş, net bilgi ve veriler oluşmaya başlamıştır. Günümüzde TOBB nezdinde levhaya kayıtlı 16,654 adet sigorta acentesi mevcuttur. Sigorta Acenteleri, Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, saygın bir meslek olabilmek ve yasanın zorunlu yaptırımlarını, şartlarını uygulamak suretiyle, üzerine düşen her türlü görevi yerine getirmiştir.

5684 sayılı yasaya göre  Sigorta Acentesi,  mesleğini icra edebilmek için;

Asgari Fiziki şartlara uyum sağlamak,

Teknik personel bulundurmak,

Başka bir iş ile iştigal etmemek zorundadır.

 

Ancak, sigorta acentesinde bulunması gereken bütün bu şartlara uyum sağlamayan birçok kurum ve kuruluş, profesyonel acentelere rakip olmaya ve poliçe pazarlamaya devam etmektedir.

1.3. Sigorta Acentelerinin yaşamakta olduğu sorunlar, bu sorunların kaynağındaki nedenler ve tehlikeler,

 

Sigorta Acenteleri yasanın yürürlüğe girdiği 2007 yılından sonraki 5 yılda ciddi bir takım tehdit ve tehlikeler ile yüz yüze kalmıştır. Bir taraftan kendi iç dinamiklerinde meydana gelen yeni yasal düzenlemelere uyum sağlamaya çalışırken, sigorta pazarında haksız rekabete yol açan kurumlar ile karşılaşmış, diğer taraftan da serbest piyasa rekabetinin olumsuz sonuçlarından etkilenmeye başlamışlardır.

Sigorta şirketleri arasında yaşanan rekabet ve düzenlemeler acentelerin farklı şartlara uyum sağlamasını zorunlu hale getirmiştir. Son beş yılda bağlı acente yapısı önemini kaybetmiş, sigorta şirketleri arasında yaşanan fiyat rekabetleri sonucunda acenteler birden fazla şirket ile anlaşmak ve çalışmak zorunda kalmıştır. Eskiden tek sigorta şirketi ile çalışan acentelerin neredeyse %70’i bu yeni duruma uyum göstererek, birden fazla sigorta şirketinin acenteliğini yapmaya başlamıştır.

 

 

 

 

Acente yapısı yavaş, yavaş değişmeler göstermeye başlamış, yalnız başına ayakta kalmakta zorlanan acenteler, güç birliği yapmak için bir araya gelinen çoklu acente yapıları oluşturmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra yaygın şubeler kanalıyla ile çalışan tehlikeli acentelik yapıları ortaya çıkmaya başlamıştır.

 

 

Sektörün içinde bulunduğu her türlü sıkıntı ile sahada ilk karşılaşan ve savaşmak zorunda kalan sigorta acentelerini, mevcut durumda ve gelecekte bekleyen tehlikeler 3 ana başlık altında toplanabilir.;

 

a)            Finansal açıdan karşılaşacağı tehlikeler

Şirketlerin haksız uygulamaları,

Komisyon düşürülmeleri,

Teminat bulunamayan riskler,

Tek taraflı acente fesihleri,

sözleşme dayatmaları, portföy mülkiyeti..vb.

Komisyon düşürülmeleri;

Acenteler, sigorta şirketlerinin peş peşe zarar açıklamaları sonucunda, düşürülen acente komisyonları ile yüz yüze kalmıştır. Sigorta Şirketleri kendi aktüerya çalışmaları ile belirledikleri fiyatlamalar sonucunda, karşılaştıkları teknik zararlardan dolayı,  fiyatlarını revize etmek yerine, acentelerin geçimini sağladıkları komisyon oranlarını düşürmüş, yer, yer sıfırlamaya başlamıştır. Sigorta sektörünün uğradığı teknik zararın nedeni acenteler değildir, zararın sorumlusu olarak gösterilemez ve komisyon oranları bu sebepler ile düşürülemez.

 

Haksız acente fesihleri;

Hasar/prim oranlarının bozukluğu sebebi ile tek taraflı acente fesihleri gündeme gelmiştir. Ancak çok net ifade edilmelidir ki, sigorta acenteleri yaşanan teknik zararlardan da, oluşması muhtemel hasarlardan da sorumlu tutulması mümkün değildir. Sigortanın en temel amacı, hasar oluştuğunda karşılamaktır. Acenteler düzenledikleri poliçelerin ileride muhtemel oluşacak hasarlarını önceden tahmin etme ve bilme şansına sahip değildir. Bu nedenle oluşan hasar/ prim bozukluğunun nedeni acenteler değil, hatalı fiyat uygulamaları sebebi ile sigorta şirketleridir.

Portföy mülkiyeti;

Yaşanan bu haksız fesihler sonucunda, yıllarca emek vererek oluşturdukları portföylerini koruyamaz hale gelen acenteler, karşılaştıkları bu yeni durum karşısında çözüm bulmaya çalışmış, hukuksal yollar deneyerek, portföy mülkiyetinden doğan haklarını almaya çalışmaktadırlar.

Teminat bulunamayan iş ve işletmeler;

Sigorta Sektörünün zarar etmesi diğer bir açıdan da sigortalı değerlere teminat bulunamaması şeklinde ortaya çıkmış, sigorta acenteleri yıllardır poliçesini düzenledikleri işletmelere teminat veremez duruma gelmiştir, Sigortacılık Sektörü içerisinde faaliyet gösteren birçok sigorta şirketi yöneticisi, aktüeri, İstatikçisi,  under writing departmanlarının olmasına rağmen, yapılan yanlış uygulamalar sonucunda yaşanan teminat anlamındaki daralmanında faturası acenteye çıkmıştır. Sigorta şirketleri,  gerekli güvenlik önlemlerini almayan işletmelerin kendisini düzeltebilmesi anlamında yol gösterici olmak, ekspertiz çalışmaları ile öğretici bir misyon uygulamak yerine beğenmedikleri iş kollarına teminat vermemeyi tercih etmiş, acentelerin müşterileri ile karşı karşıya gelmesine sebep olmuşlardır.

 

 

b).Teknolojik açıdan karşılaşacağı tehlikeler

İnternet üzerinden yapılacak satışlar,

şirketlerin telefon üzerinden yaptığı pazarlama teknikleri…v.b)

ATM ve benzeri çihazlar ile yapılacak pazarlama teknikleri

c).Alternatif dağıtım kanallarının yaratacağı tehlikeler

Bankasürans,

Özel kanunla yetki verilen kurum ve kuruluşlar,…v.b.

 

Acentelerin başka bir işle iştigal etme yasağı olmasına rağmen, yetki verilen, Oto satış servis ve Plazalarını, Birlik ve Kooperatifleri, Tüvtürk, Türk Telekom, PTT…v.b kurumlar, ikincil iş olarak mesleği yapmaya çalışmaktadır.

Ancak bütün acentelerin uyguladığı yasal zorunlulukların hiçbirine uymak zorunda olmayan;  Bankalar, Araç satış, servis  plazaları, Kooperatifler, Dernekler, Birlikler ve sayamadığımız bir çok kurum ve kuruluş, üstelik hiçbir denetlemeye tabi olmaksızın, fiziki şartlarına bakılmaksızın veya  bilgi ve deneyim sahibi olmaksızın, aynı işi icra edebilmektedir. Hatta daha ileriye giderek call center’lar kurarak hiçbir sigorta deneyimi olmayan yetkisiz kişilere telefonla sigorta pazarlaması yaptırmaktadırlar. Bunlar son derece yanlış uygulamalardır.

 

 

Bu kurum ve kuruluşlar poliçe düzenlenmesi aşamasında öncelikle eksik ve hatalı bilgilendirmeler, eksik, yanlış, tüketicinin haberi olmadan düzenlenen poliçeler ile sektöre geri dönülmez zararlar vermektedir., hasar olması durumunda ise eksik hasar ödemeye yol açmaları sebebi ile güven üzerine kurulmuş bir sektörün imajını olumsuz yönde etkilemektedir.

Alternatif dağıtım kanallarının sektöre girmesi, etik olmayan uygulamaları ve pazara aşırı yüklenmeleri sonucunda adaletsiz bir ortam oluşmuş ve bunun nihai sonuçları önce acentelere, sonrada zarar olarak tüketicilere yansımaya başlamıştır.

Sigorta Şirketlerinin denemekte oldukları Alternatif Dağıtım Kanalları hem ülkemizde,  hem de yurt dışı örneklerinde açık olarak görüleceği gibi başarısızlıkla sonuçlanmaktadır.  Ancak  yapılan her deneme hem acentelere, hem  nihai tüketiciye hem de Sigorta Sektörüne son derece olumsuz olarak yansımakta ve  Sigortanın en önemli ayağı olan ‘Güven’ unsurunu zedelemektedir. Sigorta Şirketleri tarafından alternatif dağıtım kanalları için harcanan maddi ve manevi  emek, halihazırda  mevcut Sigorta acentelerine yöneltilebilse idi , bugün Sigorta Sektörü çok daha iyi ve doğru bir yapılanma içinde büyümekte olurdu.

 

2. Yurtdışı örnekleri, İstatistikler

 

Son dönemlerde sektörümüzde,  sigorta acentesi olmadan sigorta poliçelerinin satılabileceği görüşü öne geçmeye başlamıştır. Bu görüş;

Bankaların, doğrudan satış yapanların, web üzerinden satış yapılan sitelerin..v.b tarzı yapıların acenteleri devre dışı bırakacağını, artık acentelere gerek kalmayacağı, sistem dışına çıkacakları yönünde bir düşünce tarzı olarak oluşmaya başlamıştır..

Avrupa Birliği ülkelerinin örnekleri değerlendirildiğinde, bu görüşün doğru olmadığı açık bir şekilde ortadadır

 

Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin CEA tarafından hazırlanan, ‘ ‘2010 yılında rakamlarla Avrupa sigorta piyasası’ başlıklı raporunun, Türkçe özetinden yapılan alıntıdan da görüleceği üzere;

‘Hayat-dışı Sigorta Dağıtım Kanalları

Birçok Avrupa ülkesinde hayat-dışı sigorta ürünlerinin dağıtımı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi en fazla acente ve brokerler kanalıyla yapılmaya etmektedir. Şirket çalışanları tarafından doğrudan veya uzak mesafeden yapılan satışlar ise hayat-dışı sigorta ürünlerinin dağıtımında daha yaygın olmakla birlikte aracılardan sonra ikinci büyük dağıtım kanalıdır.

Hayat branşında olduğu gibi hayat-dışı branşta da acenteler sigorta ürünlerinin dağıtımında en büyük paya sahiptir Acentelerin 2009 yılında pazar paylarında az da olsa düşüş kaydedilse de; yaygın şekilde İtalya (% 83), Türkiye (% 69), Slovenya (% 65) ve Portekiz’de (% 55) kullanılmaya devam ettiği görülmektedir. Buna karşın brokerler, Belçika (% 62), İrlanda (% 58) ve Birleşik Krallık (% 57) gibi ülkelerde yaygın olmayı sürdürmektedir.

Avrupa ülkelerinin çoğunda bankasürans hayat sigortası ürünlerinin dağıtımında en yaygın dağıtım kanalı iken bankasüransın hayat-dışı branşta fazla kullanılmadığı görülmektedir. Bankasürans özellikle Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinde nadir kullanılan bir dağıtım kanalı olmakla birlikte bankasüransın dağıtım kanalları içindeki pazar payı en fazla  % 14’dür.Bankasüransın en fazla artış gösterdiği ülke Portekiz iken bankasürans bu ülkede hayat sigortası ürünlerinin dağıtımında da yaygın olarak kullanılmaktadır. Bankasüransın en çok tercih edildiği ülkeler sıralamasında Portekiz’ i Türkiye (% 12) ve Fransa (% 10) izlemektedir.

 

 

3.Sektör Aracılarından Acente Dağıtım Kanalının geleceğe yönelik beklentileri,

 

Sigorta Acenteliği bir meslektir, bu meslek; hizmet kalitesi, güven, sadakat, tecrübe ve teknik bilgi birikimi ister. Bu da ancak mesleğine gönül vermiş, yaygın Acenteler kanalı ile mümkün olabilir. Acenteler yıllardır bu görevlerini hakkıyla yerine getirmekte, sabırla mesleğine saygınlık kazandırmaya ve sigorta bilincini artırmaya çalışmaktadır. Gelecekte de bu görevlerini hakkıyla yerine getirebilmeleri, varlıklarını devam ettirebilmeleri için yasal destek ve yapılanmalara ihtiyaçları vardır.

 

Türkiye Sigorta Birliğinin 2012 yılında yaptırmış olduğu bir araştırmaya göre;

Sigortanın satın alındığı kanal sorusuna, katılımcıların %66 ‘ sı sigorta acentesi cevabını vermiş ve bu oran 2008 yılından 2012 yılına kadar 7  puan artmıştır.

Sigorta ürünleri hakkında bilgi alınan kaynaklar sorusuna; katılıcıların %71’inin birincil bilgi kaynağının sigorta acenteleri olduğu görülmektedir. Bu oran 2008 den bu yana 15 puan yükselmiştir.

 

 

Görüleceği üzere sigorta acenteleri sektörün büyümesi için hayati önem taşımaktadır ve sistemin en önemli oyuncusudur.

Ancak Sigorta Acentelerinin mevcut durumdaki sıkıntı ve sorunları artarak devam etmekte olup, yapılacak ikincil yasal düzenlemeler ile mesleğin korunması yolunda acil adımlar atılması gerekmektedir.

 

 

5684 sayılı sigortacılık kanunu uyarınca, ülkemizde faaliyet gösteren sigorta acenteleri TOBB nezdinde örgütlenmiş,  SAİK (Sigorta acenteleri icra komitesi) ile temsil edilmektedir. SAİK 9 üyeden oluşmakta olup, sigorta acenteleri arasından seçimle gelen 7 üye ile, TOBB bünyesinde gelen 2 üye den oluşmaktadır.

 

 

a) Türkiye modeli olarak benimsenecek, bir acente modelinin gerekli araştırmalar ve düzenlemeler  yapılarak oluşturulması gerekmektedir, bu aynı zamanda gelecekte yaşanacak bir çok olumsuzluğu önceden engelleyecektir.

b) Yasa ile Sigorta Acentelerinin, diğer kurum ve kuruluşlar karşısında rekabet gücünü koruyucu ve kollayıcı uygulamalar ve kararlar ile desteklenmelidir.

c) Sigorta şirketleri, gelişen teknoloji ve internet çağında sigorta acentelerini sistem dışına atmak yerine,  iş ortağı olarak çalışmalar ortaya koyabilmeli ve desteklemelidir.

d) Mevcut yapılanma içinde sorunların  çözülememesi durumunda, sigorta acentelerinin bağımsız bir yapılanma içinde hareket etmesinin yolu açılmalıdır.

 

 

 

Sigortahaber.com.tr / ÖZEL

Bu haber 472 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum