Rekabet; Günümüzde en çok duyduğumuz sözlerden biridir.

Rekabet; Günümüzde en çok duyduğumuz sözlerden biridir.

Hemen hemen her alanda söylenen bir söz olup, aynı işi yapan kimseler kurumlar veya kişiler arasında daha iyiye ulaşma ve daha iyi sonuç alma durumu olarak da anlam taşımaktadır.

Bu yarışma durumunda oluşacak bir sonuç, rekabet edilen duruma ve ortama değer katmak yüceltmek geliştirmek ilerletmek gibi aşamada kaydetmektir.

Rekabet bir ürün ve hizmet için yapılıyorsa bu ürün ve hizmetin tüketiciye fayda ve verimli olması amacı içermektedir.

Sigorta ve finans piyasası bu konuda rekabet kelimesinin hakkını tamamıyla veren en önemli sektördür.

Birçok farklı sigorta şirketi ve şirketlere bağlı yüzlerce dağıtım kanalı, kapitalizmin etkisiyle alabildiğince vahşi bir ortam ve bu ortamda gelişmesini beklediğimiz sigorta bilinci ile tüketicileri karşımıza çıkarmıştır.

Şimdi asıl konumuz olan duruma bir göz atalım yani rekabet ortamı ve haksız rekabet durumuna.

Sigorta şirketleri bütün global kurumlar gibi kar elde etme amacıyla çalışmaktadırlar. Son yıllarda dış sermaye sigorta şirketlerine daha hâkim olmasından sonra çok daha fazla kar elde etme amacına yönelmiştir. Bu durumda önlerine kim hangi kurum çıkarsa çıksın buldozer gibi hiçbir şeye aldırış etmeden sadece kar elde edelim derdindeler. Bunun sonucunda da bütün üretim kanallarından maksimum üretimi nasıl alabilirim ile hareket etmektedirler.

Örneğin banka satış kanalları; Kredi vermesini ve kredi kartına chip para yüklemelerini koz olarak kullanıp poliçeyi bankadan üretme sevdasındadır.

Banka personeli; sigorta konusunda uzman olmayan ve sınırlı bilgisi olan bireydir.

Aynı bilgisizlik oto bayileri içinde geçerlidir. Son zamanlarda oto bayilerinde: sigorta poliçesini biz yapmıyorsak aracı satmıyoruz, söylemlerini de kullanılmaya başlanmıştır. Hal böyle olunca haksız rekabetin tavan yapmasını sağlamaktadırlar.

Bunun yanı sıra bu dağıtım kanallarında satış yapan kişiler hiçbir zaman bir sigorta acentesinin uzmanlığı seviyesinde olmamıştır. Bankada satış gerçekleştiren kişi bankacıdır. Oto bayisinde çalışanlar da sigorta mevzuatlarında uzmanlaşamamış kişilerdir.

Sigorta acenteleri dağıtım kanalları ile yukarda bahsettiğim unsurlardan dolayı aynı şartlarda olmasa da yıllardır rekabet edebiliyorlardı. Fiyat politikasında üç aşağı beş yukarı şirketler aynı fiyatı veriyor diğer unsurlar ile tüketiciye baskı yapıyorlardı.

Son zamanlarda ise durum biraz daha değişti ve acenteler aleyhine gelişti.

Dijital ortamdan satış yapan ve amaçları sadece üretim yapmak olan yapılar türemeye başladı. Üretim yapmaları kısmında acentelerin hiçbir itirazı yok olamaz da lakin bu üretimin nasıl ve ne şekilde yapıldığı çok önemli. Sigorta şirketleri dağıtım kanallarına acenteye verdiği komisyonun iki katını veriyorlar ise hem acentelere hem sektöre ciddi bir ihaneti olduğu söylenebilir.

Bu da haksız rekabetin en koyu halidir.

Ayrıca düşüncesi sadece üretim yapmak olan yapılardan satış sonrası hasar ve diğer hizmetlerinin alınamaması müşteriye ve sigorta sektörüne ihanetidir.

Sigorta şirketlerinin, her fırsatta sektördeki kalitenin düşük olmasından dem vurmalarına rağmen bu durumu göz ardı etmeleri ise tam bir trajedidir.

Sigorta şirketlerinin haksız rekabet ortamını yaratmaları sektöre olan güven sorununu müşteri tarafında da hızla arttırmaktadır.

Bunun sonuçlarını ise sektörün bütün paydaşları en çok da acenteler yaşamaktadır.

Her fırsatta şirketlerinin yanında olup müşteri ile şirket arasında köprü vazifesini layıkıyla yapan ve çalıştığı şirketlerin haklarını savunan acentelere yapılan bu davranış hiçbir şekilde etik değildir.

Rekabet eşit şartlar olduğunda gelişim, değişim ve ilerleme kaydedilir.

Sayın yöneticilerimiz; İçinde bulunduğumuz haksız rekabet yapısından sektör büyük zararlar görmektedir.

Sağlıklı Günlerde Görüşmek Dilediğiyle ..

Serkan KILIK 
Bursa Sigorta Acenteleri Derneği Ynt.Krl.Bşk