Kim demiş kaportacılık erkek mesleği diye… Türkiye'nin ilk ve tek kadın kaporta ustasını ziyaret ettik.

Seda Söğüt, 26 yaşında, kendi açtığı Seda Söğüt Kaporta Onarım Merkezi’nde kaportacı olarak çalışıyor

Kim demiş kaportacılık erkek mesleği diye… Türkiye'nin ilk ve tek kadın kaporta ustasını ziyaret ettik.
24 Haziran 2017 - 16:51

Seda Söğüt, 26 yaşında, kendi açtığı Seda Söğüt Kaporta Onarım Merkezi’nde kaportacı olarak çalışıyor. Daha önce denemediği iş kalmamış. Yeri gelmiş kahvehane işletmiş yeri gelmiş kâğıt helva satmış. Oyunculuk da yapmak istiyor ama en çok istediği hayat hikâyesinin beyazperdeye aktarılması. Çünkü hayatı film olsun ki cesaret almayı bekleyen, kıyıda köşede kalmış kadınlara umut olsun. “Türk kadını tuttuğunu koparır. Artık kadınlar suyun altından çıksın” diyen Seda ile mesleğini ve hikâyesini konuştuk.

Kaportacılık yapma fikri nasıl çıktı?
Aslında sekreterlik için başvurmuştum. Kuzenim bu işi aklıma soktu. “Sekreterlik sana göre değil, Alman eğitmen de hazır buradayken kaportacılığı öğren” dedi. O gece düşündüm. Ertesi gün aradım, “Sekreter olmak istemiyorum. Kaporta eğitimini bana da verin, beğenirseniz yaparım” dedim. Ertesi günü çağırdılar ama aynı gün evden çıkıp gittim. Beni karşılarında görünce ciddi olduğumu anladılar. “Çekiç, çivi varsa bu işi kesin öğrenirim” dedim. Eğitmenin onay vermesi gerekiyor ki asıl eğitime başlansın. Bir gün eğitim için alüminyum bir kapı koymuşlar. Elimde balyoz, çekiç artık ne alet varsa bam güm eğitim salonunda vuruyorum kapıya. Öyle bir şey ki kapının kesinlikle düzelme ihtimali yokmuş. Ben belirli bir seviyeye getirdim. Eğitmen kimin yaptığını sorunca korktum, bir şey söylemedim sert bir adamdı çünkü. Benim yaptığımı öğrenince hoca inanamadı. Onay verince işi aldım.

“Çekiç, çivi varsa yaparım” dediniz ya daha önce bu aletleri kullanıyor muydunuz?
Bizim kadınlarımız evi temizlerken koltukları tek başına taşır. Erkeklerimiz maalesef biraz tembel. Evimizin çatısını tamir ettim. Tahtaları çaktım, hâlâ bir problem yok. Evde bir şey bozulsa ben yaparım. Lavabonun borusu patlayınca babamın boru ısıtma makinesiyle tamir ettim.
Babam benim yaptığıma inanamamış ve “Usta yapmış, belli” demişti. Benim yüzümden bir sürü ütü de çöpe gitmiştir. Annemin aldığı yeni ütünün altı kireçlenince bu kireci sökeceğim diye tutturdum. Ütünün altını açtım olayı çözeceğim diye meğer ütünün altı açılınca kesinlikle yapışmazmış. O da çöpe gitmişti.

SEDAT DİYE BİR USTA VARMIŞ

Müşterilerin tepkisi nasıldı ilk başta?
Bir müşteri geldi, tesadüf ben karşıladım. “Sedat usta varmış, boyasız kaporta düzletiyormuş” dedi. Ben de “Biz de Sedat usta diye biri yok, Seda var, o da benim” dedim. Adam da dönüp “Herhalde bu işi sizin yapacak haliniz yok” deyince “Yok, ben yapıyorum” dedim. Adımı duymuş ama Seda’yı Sedat zannetmiş. Bir firmaya göçük için gitmiştim. Kaporta bölümünden içeri girer girmez 20-25 erkek başıma toplanmıştı. Ben kapıyı çekiçledikçe beni izlemişlerdi.

Müşterilerin size güvenmediği oluyor mu?
Arabasını bana teslim ettikten sonra bir şüphesi varsa hata yapmamı ve “Yapamadı, kadın işte” demeyi bekliyor. Buna imkân vermemek için daha çok özveriyle çalışmam gerekiyor. ‘Tak çek’ dediğimiz bir sistem var. Sıcak silikonla uygulanıyor. Bunu yapmak için arabanın boyasının orijinal olması gerekir. Boyalı parçaya bu malzemeyle müdahale edemezsiniz. Çünkü boyayı söker alır. Müşteriye “Bu parça boyalı, uygulamayalım” dedim, inanmadı, bir türlü kabul ettiremedim. Ben de yapıştırdım. Hop macunuyla beraber boyası da çıktı. Haklı çıktım, müşteri de kabul etti.

Başınıza gelen komik bir olay var mı?
Bir gün tamirhane oldukça kalabalık, herkes bir şeylerle meşgul, müşteriler de arabalarının başında. Ben de bir arabanın başındayım, bulunduğum yerden ayağa kalkıp “Usta şuradan bir öpücük versene” deyince müşteriler şaşkın şaşkın yüzüme bakıp gülmüştü. Sıcak silikonu Bir aparatın üzerine döküp de uygularız arabaya işte o aparata da ‘öpücük’ deriz.

Size usta denmesi hoşunuza gidiyor mu?
“Usta” dediklerinde sinir olurum. Çünkü hâlâ kendimi geliştirmeye çalışıyorum, benim amacım iyi bir çırak olmak. Kendine usta diyene de kızıyorum çünkü bu gelişmeye çok müsait bir sektör. Usta olabilmeniz için yeni çıkan her şeyi herkesten önce sizin bilmeniz lazım ki bu da mümkün değil. Hâlâ eski usulle vur babam vur.

KAHVEHANE İŞLETTİM

Başka erkek işine de el attınız mı?
İşsiz kaldığımda kahvehane işletmiştim. “Burada küfür etmek yasaktır” diye duvarlara yazılar asardım. Çay bardaklarını çamaşır suyuna yatırırdım. Çay içmeyen erkekler çay içer olmuştu. Benim işlettiğim dönem kadınlarla erkekler aynı masada okey oynamaya başlamıştı. Sonra kazancı çok iyi olmayınca bıraktım. Kâğıt helva bile satmıştım. Kimse kendini keşfetmiyor ki. Kadınlar bu alanda da kendilerine şans tanısınlar. Yoldan bir genç kız çevirin, “Eğitimini aldığın mesleği mi yapacaksın?” diye sorun, cevap veremez. Hangi konuda yetenekli olduğunu bilmiyor ki. Hâlbuki deneseler bir şey kaybetmezler. En azından ceplerine bir bilgi daha koymuş olurlar.

Aileniz “Erkeklerin içinde işin ne?” dedi mi?
Çocukluğumdan beri farklı bir iş yapacağımı hep söylerdim ama kaportacı olmak aklımdan geçmemişti. En büyük destekçim annemdi. Çünkü o tuttuğumu koparacağımı, pes etmeyeceğimi bilir. Arkadaşlarım da benden ilginç bir şey bekliyordu ama bu kadarını değil. Bir de erkek çocuk beklentisi olan bir ailede büyüdüm. Sadece annem bu duruma karşıydı. Dört kız kardeş olmamızın nedeni de erkek çocuk olsun diye. Acaba bu yüzden mi erkek işlerine yöneldim diye düşünürüm. Annem kız çocukları olduğu için her zaman şükreder ve “Dünyanın en zengini benim” der.

 

OJE DE SÜRERİM RUJ DA

Çocukken bebeklerle oynar mıydınız?
Futbol topu koleksiyonu yapardım. Evde herkes düşmeye başlayınca haliyle hepsi çöpe gitti. Futbol da oynardım. Erkek gibi bir kız olduğum için bu işi yapmıyorum; araştırmayı, öğrenmeyi severim. Çocukken de araştırmayı severdim. Gördüğünüz gibi oje, ruj sürerim.

Çocukken hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Yıllarca hayallerimde, rüyalarımda bir sürü meslek sahibi oldum ama daha çok oyunculuk yapmak istiyordum. Kendimi oyunculuğa yakın buluyorum. İstediğim moda hemen girerim. Bir de hayatta en çok sevdiğim şey; gülmek ve güldürmek. Oyuncu olamadım ama bu olamayacağım anlamına gelmez. Eğitimini almak istiyorum. İleride oyunculuğu mu kaportacılığı mı seçerim bilmiyorum.

Kadınlara bir mesajınız var mı?
Hayatımı kaleme almayı düşünüyorum. İnşallah kadınlar gününde beyazperdede sergilenir. Cesaret almayı bekleyen kuytu köşede kalmış kadınlar vardır belki onlara bir umut olurum. Bu işe başladığımda biri çıkıp da “Bu erkek işi yapamazsın!” deseydi ayağım geri gidecekti. Kadın isterse başaramayacağı bir şey yok. Özellikle Türk kadını tuttuğunu koparır. Artık kadınlar suyun altından çıksın, balık değiliz ki biz. Yüzeyde görünmemizin zamanı geldi.

‘BUNDAN BİR ŞEY OLMAZ’ DİYEN HOCAYA SELAM!

Okulda nasıl bir öğrenciydiniz?
“Seda geliyor” dendi mi herkes kaçardı. Hakkımda kim nasıl bir ün saldıysa oysa kimseye bir şey yapmazdım. Ders çalışmayı sevmezdim ama çalıştım mı da hakkını verirdim. Çoğu öğretmen “Söğüt” diye soyadımla çağırırdı ya da “Çetebaşı” derlerdi. Bir grup kız gezerdik sadece kime ne zararımız olacaktı ki. “Çetebaşı” diyen hoca okulun en sertiydi, müdür yardımcısıydı. Bahçeye indiği zaman herkes kaçardı. Annemi çağırıp “Bu kız okumaz. Nereye verirsen ver, iş bulursa çalışsın. Okula haylazlık için geliyor” demiş. Daha sonra bir öğretmenimi yolda gördüm, yaptığım mesleği duyunca çok şaşırmıştı. Ben de “Bintuğ Hoca’ya selam söyleyin, ondan bir şey olmaz dediği kız kaportacı oldu” dersiniz demiştim.

Seda Söğüt Kaporta Onarım Merkezi İletişim;

Adres
İstinye Mah. Balabandere Cad. Bahçe Nanesi Çıkmazı. No:4A Borusan Otomotiv Karşısı. Sarıyer/İstanbul

Telefon
0212 323 7069

E-Mail
[email protected]


Bu haber 515 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum