Sigorta Sektöründe Bölgesel Eşitsizliğe Son Verilmelidir

Sigorta sektörünün Türkiye ekonomisine olan katkısı her geçen gün artarken, ne yazık ki bazı bölgelerin bu büyümenin dışında bırakıldığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Yapmış olduğumuz saha çalışmaları ve gelen yoğun geri bildirimler doğrultusunda, bazı sigorta şirketlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine acentelik vermemekte ya da vermeyi bilinçli olarak zorlaştırmakta ısrarcı oldukları açıkça görülmektedir.

Acentelik verilen sınırlı sayıdaki girişimciden ise ağır taahhütler talep edilmekte, bu taahhütlerin yerine getirilmemesi hâlinde maddi cezalarla karşı karşıya kalınmakta ya da acentelik hakkı feshedilmektedir. Bu sistem, yalnızca bir ticari eşitsizlik değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal dışlanmışlık yaratmaktadır.

Doğu ve Güneydoğu’daki Acenteler Ne İş Yapsın?

Bu bölgelerdeki sigorta potansiyelinin büyük bölümü tarım sektörüne dayanmaktadır. Ancak tarım sigortaları büyük ölçüde bankalar ve kooperatifler üzerinden yapılmakta, yangın poliçeleri de bankalarca alınmaktadır. Trafik ve kasko sigortaları ise internet satış kanallarında faaliyet gösteren brokerler ya da şehir dışı acenteler tarafından üstlenilmektedir.

Peki bu durumda Doğu ve Güneydoğu’da faaliyet göstermeye çalışan sigorta acenteleri ne iş yapacaktır? Özellikle Bazı sigorta şirketlerinin kendi internet sitelerinde sunduğu fiyatlar ile acentelere sunduğu fiyatlar arasında ciddi farklar olması, bu bölgelerdeki acentelerin rekabet şansını ortadan kaldırmakta, sektörün dengesini bozmaktadır.

Oysa unutulmamalıdır ki Batı illerinde faaliyet gösteren birçok acentenin üretiminin büyük bir kısmı yine Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden sağlanmaktadır. Bu durum, hem ticari hem de etik anlamda kabul edilemez bir çelişkidir.

Acentelik Yoksa Poliçe de Kesilmemelidir!

Eğer bu bölgelere acentelik vermeyecekseniz, oradaki vatandaşlara da poliçe kesilmemesi gerekir. Ancak bunun mümkün olmadığı ortadadır. O hâlde yapılması gereken açıktır: Bölge ayrımı yapılmaksızın, tüm acentelik başvuruları eşit, şeffaf ve adil bir şekilde değerlendirilmelidir.

Fiyat Politikalarında Çifte Standarta Son Verilmelidir

Bazı sigorta şirketlerinin “özel” olarak tanımladığı seçilmiş acentelere daha avantajlı fiyatlar sunarken, diğer acentelere farklı fiyatlar uygulaması açık bir haksız rekabet ortamı yaratmaktadır. Bu çifte standart, sektörün güvenini zedelemekte ve piyasadaki adalet duygusunu ortadan kaldırmaktadır.
Tüm acentelere eşit şartlarda fiyat politikası uygulanması elzemdir.

Kiosklar, Brokerler ve Acentelik Yetkisinin İhlali

Özellikle Şanlıurfa’da TEDAŞ binalarına yerleştirilen kiosk makineleri üzerinden DASK poliçesi kesilmekte, bu işlemler İstanbul merkezli bazı broker firmalarına yönlendirilmektedir. Bu kioskları bölgeye gönderen firmalar, yerel acenteleri devre dışı bırakmakta, doğrudan satış yoluyla hem mevzuatı hem de etik kuralları ihlal etmektedir.

Oysa herkesin görevi bellidir:

• TEDAŞ, yalnızca abone bilgilerini verir.
• DASK poliçesi, yalnızca yetkili sigorta acentesi tarafından düzenlenir.

SEDDK ve Yetkili Kurumları Göreve Çağırıyoruz!

Bu adaletsizlik ve bölgesel ayrımcılık yalnızca acenteleri değil, bütünüyle ülke ekonomisini olumsuz etkilemektedir.
Bu nedenle başta Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) olmak üzere, tüm yetkili kurumları bu konuda acilen göreve davet ediyoruz.

Sigorta Şirketlerine Açık Çağrımızdır:

• Doğu ve Güneydoğu’ya bölgesel ayrım gözetmeksizin acentelik verin.
• Tüm acentelere eşit fiyat politikası uygulayın.
• Brokerler veya kiosklar üzerinden yapılan satışlarla acente alanına müdahale etmeyin.
• SEDDK, bu tür uygulamaları denetleyerek adil bir sektör yapısını garanti altına alsın.

Unutmayınız:

• Güçlü bir Türkiye için güçlü bir sigorta sektörü gerekir.
• Güçlü bir sigorta sektörü ise, her bölgenin eşit ve aktif katılımıyla mümkündür.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Nihat Fırathan
Şanlıurfa Sigorta Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı