Sektörün 2014 yılında yüzde 12 den fazla büyümesi beklenmemeli

Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu, 2013 yılının ilk dokuz ayında yüzde 24,79 büyüme gerçekleştiren sigorta sektörünün, trafik sigortası fiyatlarının düşmesi ile 2014 yılında yüzde 12’den fazl

21 Aralık 2013 - 16:07
Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu, 2013 yılının ilk dokuz ayında yüzde 24,79 büyüme gerçekleştiren sigorta sektörünün, trafik sigortası fiyatlarının düşmesi ile 2014 yılında yüzde 12’den fazla büyüyemeyeceğini söyledi. Türkiye ekonomisinde süren büyüme, sigorta sektörünü de olumlu etkiliyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından açıklanan verilere göre, sektör 2013 yılının ilk dokuz ayında yüzde 24,79’luk bir büyüme yakaladı. 2013 yılını kapatmaya hazırlanan sigorta sektörü ise 2014 yılı tahminlerini açıklamaya başladı. Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu’nun tahmini ise 2014 yılında yüzde 12’den fazla büyüme yakalanamayacağı yönünde.
Fiyat artışlarının reel ekonomik büyüme, enflasyon ve penetrasyon büyümesi üzerine 10 puan eklediğini söyleyen Şişmanoğlu, motor branşında düşen fiyatlarla 2014 yılında artı 10’luk marjın olmayacağının altını çizdi. “2014 yılında yüzde 4 ekonomik büyüme, yüzde 6 enflasyon ile yüzde 10 büyüme gerçekleşir. Penetrasyonun etkisinin 2-3 puanlık artışı ile 2014 yılında yüzde 12’den fazla büyüme beklememek lazım” dedi.

Ray Sigorta’nın eylül sonu itibariyle yüzde 21 büyüdüğünü belirten Şişmanoğlu, yılsonunda sektörden de aynı sonucu beklediklerini ifade ederek, “Bu sene motor branşında fiyatlar geçen seneye göre yüzde 20 ucuz. Dolayısıyla sektör o kadar büyümeyecek” dedi. Şişmanoğlu, “2013 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GYSH) yüzde 3,5 büyüyeceği tahmin edilen bir yıl, enflasyon ise yüzde 7 civarında seyrediyor. Yani toplamda yüzde 11,5’lik bir büyüme var. Sektör yüzde 24 büyüdüğüne göre, yüzde 11,5’in üzerine neler koyduğumuzu sorgulamalıyız” şeklinde konuştu.

Enflasyon artışının etkisinin bu büyümede etkili olabileceğini söyleyen Şişmanoğlu, yeni sigortalıların ve DASK poliçelerinin büyümede etkili olduğunu ancak asıl önemli etkenin trafik sigortası primlerinin yüzde 40 düzeyinde artması olduğunu belirtti. Şişmanoğlu, “Yüzde 40 çok güzel bir artış, şimdilerde biraz daha yumuşamış olsa da. Baktığımızda trafik branşında eylül sonunda yüzde 45 oranında prim artışı, sigortalı araç sayısında ise yüzde 5 artış vardı” ifadelerini kullandı.

Hasar frekansları düştü
Eylül ayı verilerine göre kasko tarafında ise sadece yazılan primlerde yüzde 15’lik bir artış olduğunu kaydeden Şişmanoğlu, poliçe sayısına bakıldığında ise yüzde 11’lik bir artış ile trafik sigortasından fazla bir artış gözlemlendiğini ifade etti. Şişmanoğlu, “Bu şu demek; yeni araçlar alındı, kaskolandı. Eskiler, ikinci el pazarında satıldı, onu alanlar da kaskoladı ki, yüzde 11-12’lik kaskolu araç sayısında artış oldu. Ortalama primde de yüzde 3-4 artış mevcut. Bu, bir önceki yıla göre daha iyi teknik sonuç va daha az kaza olmuş demek” şeklinde konuştu. Hasarlarda çok sıkı bir frekans düşüşü olduğunu vurgulayan Şişmanoğlu, “Maddi hasarlı kaza tespit tutanağını araç tamiri için kullanmak biraz daha profesyonel sürücülerin ve biraz da aklı evvel, vakti çok amatör sürücülerin işiydi. Bu kişiler artık hangi şirket olursa olsun, her açtıkları hasar dosyasının kendilerine yenileme esnasında olumsuz olarak döndüğünü öğrendi. Artık hasar dosyası açmıyorlar” şeklinde konuştu.

Enerji sektörüne büyük kapasiteler sunuyoruz
Sektör gündemini uzun süre meşgul eden “sigortalanmayan riskler” konusu ile ilgili görüşlerini aldığımız Şişmanoğlu, sigortalama konusunda seçici olduklarının altını çizerek, “Sigortalanmayacak hiçbir riziko yoktur, yüksek risklerin de sigortalanma şartı vardır” dedi.

Odak noktaları arasında yer alan enerji sektörüne büyük destek ve kapasiteler sunduklarını ifade eden Şişmanoğlu, “Enerji yatırımlarının bir inşaat safhası bir de tamamlandığında operasyon safhası var. İnşaat tarafında mühendislik poliçelerimiz ile operasyon tarafında da yıllık poliçelerimizle makine kırılması, kar kaybı, yangın, doğal afet teminatları veriyoruz” dedi. “Her poliçenin muafiyeti ve kar kaybının bekleme süreleri makul ve mantıklı düzeylerde olmak zorunda” diyen Şişmanoğlu, rekabet nedeniyle zaman zaman komik muafiyet süreleri veya makine kırılmasındaki muafiyet tutarları ile karşılaştıklarını, bu nedenle de bu işleri diğer firmalara bıraktıklarını söyledi. Şişmanoğlu, sigortacılıkta yanlış işlerin kaybedilen paralar ile anlaşıldığını söyledi.

Alternatif teminatlı poliçelerde ‘bir bilen’e danışmak gerekecek
Dijital sigortacılığın tüm sigorta şirketlerinin aynı teminatları verdiği, zorunlu ve birbirine benzeyen poliçelerde gerçekleştirilebileceğine inandığını belirten Levent Şişmanoğlu, bu görüşünü de şu örnekle açıkladı: “Zorunlu deprem sigortası poliçesi için metrekare, bina yapı tarzı ve adresten başka bir bilgiye ihtiyaç yoktur. Böyle basit ürünlerin poliçe satışı, dijital platformlarda rahatlıkla yapılabilir. Ancak alternatifleri olan ve ucu açık poliçeler için ‘bir bilen’in desteğine ihtiyaç olacak.”

Önceliklerinin sigortalıları maksimum düzeyde bilgilendirmek olduğuna dikkat çeken Şişmanoğlu, web sitelerinde de bu önceliklerinin gözlemlenebileceğini belirterek, “Sitemize plaka numarası, hasar dosya numarası ile gelen sigortalımız, poliçesini sorgulayabilir, hasar dosyasının hangi aşamada olduğunu, dosyanın neyi beklediğini online olarak takip edebilir. Bu hizmetimizi mobil uygulamalarla android telefonlarda da sunabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Ray Sigorta ‘bakkal amca’yı da sigortalayacak
Geçen yıl sonunda lanse edilen ve bir ferdi kaza poliçesi olan Aura ürünleri ile iyi bir satış grafiği yakaladıklarını belirten Şişmanoğlu, bu grafiğin gün geçtikçe yükselen bir ivmeye sahip olduğunu belirtti. Şişmanoğlu, Aura poliçesinin içeriğini ve ürün dizaynının sektöre ilham verdiğini de sözlerine ekledi. Ürünleriyle olduğu kadar ürün isimleriyle de dikkat çeken Ray Sigorta’nın yeni ürünü ise “İşim Rahat, İçim Rahat”. Bu ürünün oluşumunda Viyana’da düzenlenen bir workshopta açıklanan bir değerlendirmenin kendilerini etkilediğini belirtti. Şişmanoğlu bu değerlendirmeye göre, Balkan ülkeleri, Doğu Bloku ülkeleri ve Türkiye’de kasap, manav gibi yanında işçi çalıştırmayan esnafın sigortalanma konusunda çekingen olduğu ve sigorta şirketlerinin de bu kesime prim kaygısıyla, bilgilendirmeden uzak bir yaklaşım sergilediği sonucuna varılmış. Şişmanoğlu, bu değerlendirmeleri kendi düsturlarıyla birleştirerek, “İşim Rahat, İçim Rahat” poliçesini oluşturduklarını ve ‘bakkal amca’yı sigortalayacaklarını söyledi. Poliçenin teminatlarından bahseden Şişmanoğlu, “Ürünümüz özellikle deprem teminatlı ya da teminatsız satılabiliyor; temel yangın, dahili su, cam kırılması, hırsızlık gibi teminatları temin ediyor. 50 bin -150 bin TL arasında değişen teminatlar sağlanıyor. Bunun ötesinde tabii ki terzi işi poliçelerimiz de mevcut” şeklinde konuştu. Şişmanoğlu, temel prensiplerinin sadık müşteriyi içeride tutmak olduğunu belirterek, “Bir kasap, işini büyütüp şubeleşebiliyor, hatta mezbaha organizasyonu kurabiliyor. Ya da dükkanı kapatıp, bir AVM’de şarküteride çalışabiliyor. Biz her iki müşterimizi de sigortalı havuzumuza almak istiyoruz. Ancak işini büyüten müşterimiz ile uzun süreli müşteri ilişkisi yaratmak istiyoruz” dedi.

Acente ve brokerimize kötü sürprizlerimiz olmaz
Brokerleri sigortalının vekili, acenteleri ise sigorta şirketlerinin vekaleti doğrultusunda müşteriyi bilgilendiren kurumlar olarak tanımlayan Levent Şişmanoğlu, 940 acente ve birçok broker ile oldukça sağlam temellerde çalıştıklarını söyledi. “Acente ve brokerlerimiz, hiçbir zaman bizden beklenmedik bir hareket ile karşılaşmazlar” diyen Şişmanoğlu, prensiplerinin broker ve acente kanalında tercih edilen ve güvenilen bir şirket olmalarını sağladığını ifade etti. “Brokerler arasında çeşitli donanımda ve branş tecrübesi olanlar olduğu gibi, acenteler arasında da birikim ve iş tecrübesi çok yüksek olanlar ve sadece motor branşında sigorta yapanlar da var” diyen Şişmanoğlu, acenteliğin şahsa dayalı, nesilden nesile geçtiğinde kurumsal statüyü taşıyabilen ve saygın bir iş olduğunu belirti. Şişmanoğlu, “Penetrasyonun, sigortalılık bilincinin düşük olduğu ve zorunlu ürünlerin motor ürünleri olduğu bir pazarda çevrelerine bilgi veren, değişik ürünleri önerebilen, bireyleri yönlendirip sigortadan faydalanarak mahvolmalarını önleyen kişiler olması sebebiyle acentelerin bugün de yarın da çok önemli olacağını düşünüyoruz” dedi. Seval KARACA / SİGORTALI
Bu haber 355 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum