Kasko Sigortasında "Dain ve Mürtehin" Kavramı ve Sigorta Şirketi Seçiminde Sigortalının Tercih Hakkı.

GİRİŞ “Rehinli alacaklı” anlamına gelen “dain ve mürtehin”; bir alacağa teminat sağlamak için, bir mal üzerine kurulan ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir ayni haktır

Kasko Sigortasında "Dain ve Mürtehin" Kavramı ve Sigorta Şirketi Seçiminde Sigortalının Tercih Hakkı.
04 Eylül 2015 - 10:15

GİRİŞ


“Rehinli alacaklı” anlamına gelen “dain ve mürtehin”; bir alacağa teminat sağlamak için, bir mal üzerine kurulan ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir ayni haktır. Bu hak, alacaklıya dain ve mürtehin kaydı konulan malı paraya çevirmek veya bu mal üzerinden doğacak tüm hak ve menfaatlere öncelikle sahip olma yetkisini verir. Kredi ile iş yapan işletmelerin kredinin ödenmeme rizikosunu sigorta güvencesi altına almak amacıyla poliçe üzerine koydukları rehin kayıtları, bu uygulamaya örnek olarak gösterilebilir. Örneğin, banka kredisi ile alınan otomobiller için kasko sigortası yaptırılması ve poliçede bankanın “rehinli alacaklı” olarak gösterilmesi, kredi sağlayan banka tarafından talep edilmektedir.


Bu yazımızda, kasko sigortasında dain ve mürtehin kavramı ile sigortanın yaptırılacağı sigorta şirketinin seçiminde sigortalının tercih hakkı konusu ele alınmakta ve sigortalılar tarafından sıkça sorulan aşağıdaki iki soru yanıtlanmaktadır.


SORU 1:


Satın aldığım aracım üzerinde rehinli alacaklı bulunması durumunda, tescil işlemleri ile ilgili olarak ne yapmalıyım? Aracımın kayıtlarında bulunan hak mahrumiyetlerini (haciz, rehin,.vs.) nasıl kaldırabilirim?


SORU 2:


Kredi başvurusu yaptığım banka, otomobil için yaptıracağım kasko poliçesini ABC Sigorta Şirketi’nden alma zorunluluğum olduğunu; bankanın istediği poliçeyi çoktan başka bir sigorta şirketinden temin etmeme karşın, bu poliçenin geçerli olmayacağını söylüyor. Kasko poliçesini bankanın belirttiği sigorta şirketinden yaptırmak zorunda mıyım?


Kelime anlamları


Dain : Dayin = Borç veren, alacaklı


Mürtehin:Rehn’den gelmektedir. Rehin olarak


Rehn: Rehinedilmiş (merhun) mal. Aynı zamanda alacaklının alacağının teminatı (güvencesi) olmak üzere alacaklı lehine verilen taşınır (menkul), taşınmaz (gayrimenkul) ve alacak hakkını, paraya çevirtme hakkını sağlayan sözleşme; sağlanca.


İpotek: Taşınmaz (gayrimenkul) teminatı alacaklıya rehinde olduğu gibi taşınmaz malın değerinden alacağını elde etme yetkisi veren sınırlı bir ayni hak.


 


  


REHİNLİ ALACAKLININ ARAÇLA İLGİLİ MENFAATLERİNİN SİGORTA SÖZLEŞMESİ İLE GÜVENCE ALTINA ALINMASI


Konularına göre üç tür rehin vardır:


a)Taşınır (menkul) rehini,
b)Taşınmaz (gayrimenkul) rehini,
c)Alacak rehini


Kasko sigortasına konu araç, bir menkul (taşınır) mal olduğu için, bu araçlara uygulanacak yasa hükümleri, menkul rehini ile ilgili yasa hükümleridir. Ancak, gayrimenkul rehinine uygulanan genel hükümlerin birçoğu menkul rehinine de uygulandığından, taşınmaz rehini ile ilgili hükümlerle yapılacak açıklamalar bir çelişki oluşturmayacaktır.


Yukarıda tanımı yapılan rehin sözcüğünün kelime anlamı göz önüne alındığında, rehin sözcüğü taşınır, taşınmaz ve alacak üzerindeki bütün rehinleri kapsadığından yazımızda “Dain ve Mürtehin” yerine daha ziyade rehinli alacaklı veya rehin alacaklısı kelimeleri kullanılmıştır.


Rehinli alacaklının (rehinli alacaklı, uygulamada çoğu kez banka olmaktadır.) araçla ilgili menfaatleri sigorta sözleşmesi ile güvence altına alınmak istediğinde iki yol izlenebilir:


Birinci yol: Araç sahibi, araç üzerindeki menfaatlerini sigortalatabilir. Araç sahibinin menfaatini koruma altına alan bu sigortadan rehin alacaklısı, yani banka da dolaylı olarak yararlanır.


İkinci yol: Rehinli alacaklının aracı kendi menfaati (alacağı) miktarınca sigortalatmasıdır. Böylece ileride araç değer kaybına uğrar ve alacağın, aracın satış bedelinden tahsiline imkân kalmazsa, ödenecek sigorta tazminatı, “rehinli alacaklının alacağı sigortalı araç yerine geçmiş sayılır” (Türk Ticaret Kanunu madde 1273). Rehinli alacaklının, dain ve mürtehin sıfatı ile araç üzerindeki menfaatini güvence altına almak için yaptıracağı bu sigortada, alacak miktarı kural olarak sigorta bedelini oluşturur.


Gerek araç sahibi, gerek rehinli alacaklının menfaatinin sigortalanması, “başkası hesabına sigorta” şeklinde de yaptırılabilir. Böylece menfaati sigortalanan araç sahibi veya alacaklı sigortalı; sözleşmenin sigortacı karşısındaki tarafı da, sigorta ettiren sıfatını kazanır.


SORU 1:


Satın aldığım aracım üzerinde rehinli alacaklı bulunması durumunda, tescil işlemleri ile ilgili olarak ne yapmalıyım? Aracımın kayıtlarında bulunan hak mahrumiyetlerini (haciz, rehin,.vs.) nasıl kaldırabilirim?


Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılacak araç satışları, alıcının ikametgâhının bulunduğu yerdeki noterde yapılır ve bu araçlar alıcısı adına tescil edilir. Tescil belgelerine, mülkiyeti muhafazalı olduğuna dair şerh konur.


Aracın üzerindeki rehinin kalkması durumunda ise tescil kayıtlarında da gerekli değişikliğin yapılması gerekir. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait www.trafik.gov.trinternet adresinden ulaşılan araç tahdit bilgilerinin detayları aracın tescilli bulunduğu Trafik Tescil Kuruluşlarındaki araç dosyalarında bulunmaktadır. Bu nedenle aracın tescilli olduğu il/ilçenin Trafik Tescil Şube Müdürlüğü/Büro Amirliği'ne müracaatta bulunularak, araç kayıtlarında bulunulan hak mahrumiyetlerinin kaldırılması gerekmektedir.


SİGORTA ŞİRKETİNİN SEÇİMİNDE SİGORTALININ TERCİH HAKKI


Banka kredisi ile alınan aracın zarara uğraması riskine karşı yaptırılan kasko sigortasında, bankanın alacağının güvence altına alınması için, ödenecek tazminatın rehin hakkına sahip olan bankaya ödenmesini teminen, düzenlenen poliçede banka rehinli alacaklı olarak gösterilmektedir. Bu konuda bankalar ile araç sahipleri arasında yaşanan sorunlardan birisi, banka kredisi ile satın alınan araç için yaptırılacak sigorta sözleşmesinin, belli bir sigorta şirketi tarafından yaptırılması zorunluluğunun bulunup bulunmadığıdır. Bu konuda vatandaşlardan aşağıdakine benzer soru ve şikâyetler sıklıkla gelmektedir.


SORU 2:


Kredi başvurusu yaptığım banka, otomobil için yaptıracağım kasko poliçesini ABC Sigorta Şirketi’nden alma zorunluluğum olduğunu; bankanın istediği poliçeyi çoktan başka bir sigorta şirketinden temin etmeme karşın, bu poliçenin geçerli olmayacağını söylüyor. Kasko poliçesini bankanın belirttiği sigorta şirketinden yaptırmak zorunda mıyım?


Uygulamada araç sahipleri rehinli alacaklı (banka) tarafından belirli sigorta şirketlerine yönlendirilebilmekte, aracın mevcut kasko poliçesi varsa kimi durumlarda bu poliçe kabul edilmemektedir. Bu uygulamanın yasal bir dayanağı olmayıp, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından 04.07.2001 tarihli yazıda konuya aşağıdaki ifadelerle açıklama getirilmiştir. Bu açıklamada da belirtildiği gibi, araç sahibi tercih edeceği bir sigorta şirketinde kasko sigortasını yaptırma hakkına sahiptir.


“...Bu çerçevede, sigorta sözleşmesinin belli bir sigorta şirketi tarafından akdedilmesinin, rehin alma hakkına sahip olan kişinin imtiyazlı durumun korunmasıyla herhangi bir alakası bulunmamakta olup, imtiyazlı durumun korunması gerekçe gösterilmek suretiyle sigorta sözleşmesinin belli bir sigorta şirketine yaptırılmasının şart koşulmasının herhangi bir geçerliliği yoktur. Hal böyle iken, kredili satış sonrası yaptırılan ve krediyi veren bankanın dain-i mürtehin sıfatını haiz olduğu mal sigortalarında; yalnızca belli bir sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesinin geçerli olacağı, diğer sigorta şirketlerince düzenlenen sigorta poliçelerinin geçerli olmayacağı, diğer sigorta şirketlerinin hasar ödemeye yetkili olmadıkları veya ödemeyecekleri gibi telkinlerde bulunulduğu ve hatta bu konuda sigortalılara baskı yapıldığı şeklinde tespitler Müsteşarlığımıza intikal etmektedir.


7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanununun 28 inci maddesinin üçüncü fıkrası; “Sigorta şirketleri, kişi ya da kuruluşları sigorta sözleşmesi yapmak için davet veya teşvik amacıyla gerçeğe aykırı, yanıltıcı veya aldatıcı beyan ve tahminde bulunamazlar” hükmünü, aynı maddenin dördüncü fıkrası ise “acente, broker ve prodüktörler de yukarıdaki fıkra hükmüne uygun hareket etmek zorundadırlar...”


Dain-i mürtehin sıfatına haiz bankaların haksız uygulamaları ile ilgili olarak, gerek Hazine Müsteşarlığı’na gerekse Rekabet Kurumu ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na yapılan şikâyetlerin devam etmesi nedeniyle, izleyen yıllarda da Hazine Müsteşarlığı tarafından ilgili taraflara yazılı bilgilendirme yapılmış ve konunun ilgili denetim birimlerince yapılacak denetimlerde göz önünde tutulacağı bildirilmiştir. İlgili yazılara burada değinmek gerekirse, 20.12.2002 tarihli yazıda Rekabet Kurumu’nun aşağıdaki açıklamalarına yer verilmiştir:


“… söz konusu uygulamanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde bir rekabet ihlali olarak nitelendirilemeyeceği, ancak 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu’nun 28/5. maddesinin ‘Bir sözleşmenin unsurları içerisinde taraflardan birinin bu sözleşmede yer alan herhangi bir hususta sigorta yaptırmaya zorunlu tutulduğu hallerde, sözleşmeye sigortanın belirli bir şirkete yaptırılmasına ilişkin olarak konulmuş şartlar hükümsüzdür.’ şeklindeki düzenlemesi de dikkate alınarak, bankaların ve sigorta şirketlerinin uyarılması amacıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile Hazine Müsteşarlığı’na konunun iletilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır...”


Son olarak, Hazine Müsteşarlığı’nın 15.07.2003 tarihli yazısında da, konuyla ilgili diğer yazılara gönderme yapılmakta ve yasaya aykırı uygulamalara ilişkin cezai yaptırımlar konusunda ilgili taraflar bilgilendirilmektedir. Söz konusu yazıda,


“… Sigorta Murakabe Kanunu’nun 28 inci maddesine aykırı hareket ettikleri tespit edilen sigorta şirketleri ve acenteleri hakkında aynı kanunun 49 uncu maddesine göre işlem yapılacağının Türkiye Reasürans ve Sigorta Şirketleri Birliği üyesi şirketlere bir kez daha duyurulması…”


Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nden talep edilmiştir.


SONUÇ


Sigorta Murakabe Kanunu’nun 28 inci maddesi uyarınca; bir sözleşmenin unsurları içerisinde taraflardan birinin bu sözleşmede yer alan herhangi bir hususta sigorta yaptırmaya zorunlu tutulduğu hallerde, sözleşmeye sigortanın belirli bir şirkete yaptırılmasına ilişkin olarak konulmuş şartlar hükümsüzdür. Dolayısıyla bankalar, kredi verdikleri müşterilerinin risklerinin teminat altına alınması için yaptırılacak sigortalarda, sigorta şirketinin seçimi konusunda müşterilerini zorlayamazlar. Sigorta şirketlerinin ve bankaların haksız uygulamalarının önüne geçilebilmesi için, müşterilerin yasal haklarına ilişkin bilincinin artırılması ve yasaya aykırı uygulamaların T.C. Başbakanlık ve Hazine Müsteşarlığı ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na bildirilmesi önem taşımaktadır.


Yararlanılan kaynaklar:





    1. Av. Zeki YILDAN, “Kaskoda Dain ve Mürtehin Kavramı”, Biz Bize Dergisi, Sayı:17, Yıl:2002.

    2. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 04.07.2001 Tarihli 55502 Sayılı Yazısı.

    3. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 20.12.2002 Tarihli 81445 Sayılı Yazısı.

    4. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 15.07.2003 Tarihli 44148 Sayılı Yazısı.



 

Bahadır ZENGİN

 

 
Bu haber 401 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum