ŞEFFAFLIK

Bir süre önce ATO Meslek komitemizin düzenlemiş olduğu bir toplantıya katılmıştım ve toplantının konuğu AXA CEO’su sn. Cemal Ererdi idi.

Cemal bey her düşüncesine katılmasam da, sektörde yakından takip ettiğim, zaman zaman takdir ettiğim ve fikirlerine önem verdiğim bir kişi. Yapmış olduğu sunum oldukça ilgi çekici ve düşündürücüydü. Sunumda dile getirdiği konulardan birisi ise düşürülen acente komisyonları idi..,

Çok vurucu bir cümle ile başladı ve yakın gelecekte acente komisyonları daha da düşecek ve daha düşük maliyetli alternatif dağıtım kanalları devreye girecek dedi. Hatta şirketler acentelerine dönecek ve ‘%2 ile çalışıyorsan devam et, aksi halde çalışmayız diyebilecek’ şeklinde devam etti.
Bu cümle sessiz kalamayacağım bir konuydu ve bende söz alarak, ‘Cemal bey size katılmıyorum, bence sigorta şirketleri olarak sizler acente komisyonları ile uğraşmak yerine, sigorta pazarını nasıl büyütürsünüz onu düşünün ve yasal olmayan yerlerde düzenlenen poliçeleri şirketler olarak nasıl engelleyebilirsiniz bunlara bakınız’ diyerek düşüncelerimi dile getirmiştim.

Ancak sunumdaki bir cümleye kızmak, sunumun ne söylemeye çalıştığını düşünmemi engellemedi. Sn.Ererdi’nin söyledikleri geçen süreçte düşüncelerimi meşgul etmeye ve bir acente olarak beni tedirgin etmeye devam etti. Söylemleri haklıydı, daha düşük maliyetle çalışan dağıtım kanalları, çok daha düşük komisyon oranları ile piyasaya girdiklerinde bizler göz ardı edilebilirdik.

Bildiğiniz gibi 11.10.2014 tarihinde 1. Sigorta Acenteleri Çalıştayı düzenlendi.
Bu çalıştay da, düşürülen komisyon oranları konusunu gündeme getirerek, SAİK tarafından asgari komisyon oranı belirlenmesi ve bu maddenin strateji planına yazılmasını ve üzerinde çalışılmasını talep ettim. Madde yazıldı, ancak birkaç meslektaşım bunun bize zarar vereceği düşüncesini öne sürerek maddenin kaldırılmasını talep etti. Bunun üzerine bir oylama yapıldı, bu oylamada maddenin halihazırda kalması gerektiği yönünde sanırım 10-15 el kalktı. Daha sonrasında sn.Ahmet Genç danışman sıfatıyla iyi niyetli bir takım uyarılarda bulundu, haklı mıydı bilmiyorum?, yada bu uygulamanın bize zarar vereceğini söyleyen meslektaşlarım haklı mıydı onu da bilmiyorum? Ama ben isterdim ki, asgari komisyonun artıları, eksileri tartışılsın ve ona göre bir sonuç alınsın..
İkinci bir oylama daha yapıldı ve geriye sadece iki el kaldı..
Ve ben hala asgari komisyon oranı belirlenmesinin bize neden zarar vereceğini anlamış değilim..
Toplantıda bulunan meslektaşlarıma söylediğim son söz şu oldu; ben demokrasinin gücüne inanırım, oy birliği ile asgari komisyon oranını red ettiniz, ilerde trafik poliçelerindeki komisyon oranları %2’ler seviyesine düşürülürse bunun hesabını hep birlikte vereceğiz..

İkinci bir konu ise, acentenin güçlü yönleri ve acentenin en vurucu 5 temel gücünün belirlenmesi idi.

Beş temel maddenin ilk maddesi TOBB bünyesinde örgütlenme ve SAİK olarak gündeme geldi.
Bu maddeye itiraz ettim, bana göre acenteleri güçlü kılacak özelliklerden birisi bir çatı örgütümüz olması olabilir, ama en önemli beş gücümüzden birisinin şu aşamada bu madde olduğuna katılmıyorum.
Maddenin kaldırılması veya düzeltilmesini talep ettim.

Ancak düşüncelerim yeterince doğru anlaşılmadı ve yanlış yerlere çekildi..

Amacım SAİK çatı örgütümüze destek vermemek değildi,
Özellikle seçim sonrası geçen süreçte hep birlikte SAİK’e el vermek ve onu çalışır ve sonuçları ortaya koyan bir kurum durumuna gelmesi bütün söylemlerimde mevcuttur.
Bilinmesini isterim ki, biz acenteleri güçlü kılan bir çok özelliğimiz vardır, ama bunların en önemlisi TOBB bünyesinde SAİK ile temsil edilmek değildir..

Saygılarımla,

Binnur Aktaş